Wednesday, February 15, 2012

Genç Wertherin Acıları- Goethe

Kitabı okurken hatta bitirdikten sonra da günümüz insanlarını ve ilişkilerini düşündüm...Tanımlar kavram değişmiş, sosyal yapılanma bir şekilde bireyselliklere indirgenmişken, ben, ben, ben...öznesiyle temellenmiş dünyalarımızdan sıyrılmak adına yoğun duyguları kitaplarda bulabilir miyiz diye düşündüğümüzde bu kitap için cevabım; "-evet" olmuştur. (Bundan sonraki yazacaklarım kitap hakkında detay içerdiğinden okumayabilirsiniz....)


Aşk hikayeleri ...nasıl bitmeli?..olması gereken nedir?...kimler mutluluğu hakeder?..sevginin yoğunluğu arttıkça karşılık bulunulacağına mı inanılır bilinmez ama döneminin hatta günümüzün yoğun sevebilen insanlarının da (gerçekten kaldı mı?) kendilerinden birşeyler bulabileceği duygu yüklü bir roman ve mahsun kahramanı... Kitap aslında wertherin günlüğü...ama bir arkadaşına mektuplar halinde yazılmış..Werther gittiği yerde annesinin miras işleri gibi konulara ve sanatına kanalize günlerini geçirim, kırsl hayatın dinginliğini sürerken oranın sosyal ortamında tanıştığı nişanlı güzel bayan Lotte (Charlotte) ile tanışması ve onun hayatını nasıl etkilediğini içten içten virüs gibi Werther'in psikolojisini alt üst eden acıklı hikayesini anlatıyor...Werther mantığı tamamen devreden çıkarmış aile ve arkadaşlarından uzakta aşmaya çalıştığı aşk acısını aşamayıp, ruhu damla damla dolan bir havuz gibi olup taştığında Lotte'dan karşılık bulamayacağını( Lotte nişanlısıyla evlenmiştir ve damat da Werther'in tavrından hoşlanmamaktadır.)  anladığında uzun bir hikaye ile içindeki devinimleri Lotte ile paylaşmış bu beni son görüşünüz olacaktır diyerek yazacağı bir kaç mektup ve Lotte'in kocasından aldığı tüfekle intiharıyla son bulacaktır...Ancak intiharı bile sevgisinin çileye dönmesi gibi ölümü birden yaşatmamış; gece çenesinden yukarı tuttuğu tüfek beynini dağıtmış ama yaşam mücadeleci çıkmış nabzı atmaya devam etmiştir.Gece başlattığı ölüm karnavalı sonraki gün öğlen ancak sonlanmış ve yalnızlığı ve saf sevgisiyle mezarlığın en ücra yerine gömülerek, dünyadan ayrılmıştır.  

Monday, February 13, 2012

pazartesi sendromu aydınlanması

Kesinlikle bunu yazmalıyım; artık bu yeni kitabımın malzemesini oluşturmak için her kata her muhabbete dahil oluciim hayat kitap yazmak üzerine kurulmalı; bir gezi, bir aşk yavan kalıyor...tutkumuz ofiste geçirilen stres dolu anlamsız koşturmalarımızsa ..bunu da kitap yapmalıyım kendimi deşifre etmeden ...diye düşünürken herşey dur bir arama motorunda "ne zaman emekli olurum?"u arayayım da hesaplayayım dememle başladııı; çıkan sonuç tam tamına 24 yıl sonraydı.... Ekrana baktım, durdum düşündüüm...Hep duyduğumuz "büyük resim" buydu aslında ...Şimdi 30 olmadan 60'lı yaşlarımda olduğumu ve sonunda emekli olduğumu farzettim...evim olacak mıydı?...o çok istediğim arabam ve istediğim ülkelere gezebilecek miydim?...
Her gün işe gelip giderken belki farketmiyoruz; o günü kurarmak haftasonuna yaklaşmak cumartesinin mutluluğunu yaşamak yetiyor..ama böyle olmamalı 60'ına gelene kadar kaç cumartesi gidecek...neler olacak, neler kaçacak?...ufak bir hesaplama yapalım
yıl 2011 +24 = 2035  emekli olacağım yıl
24 yıl=8760 gün=288 ay  vee toplamda 1248 cumartesi geçecek...
Şu an ortalama 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı;882 TL
Yoksulluk sınırı da ort 2900 TL ; 24 yıl sonra kaş kişilik bir ailem olucak  bilmiyorum ama temel olarak bunu alırsam... 288 aylık alacağım....bu 288 aylıktan her ay 10 TL bıraksam ...yaklaşık olarak o zamanın bir aylık 4 kişilik sınırına ulaşmış olacağım...sanki hayatımın sağlaması bu...hımmm demek ki şu an  neysem ...maksimum 24 yıl sonra da o olucam... Bu kadar basit farkı kendimiz yaratmalıyız...

Hedef ; para-zaman ve enerji üçlüsünü aynı anda bulmam zor gibi gözüküyor ama hayatımız neden var? neden yaşıyoruz, kart basmak, günler gereken primleri doldurmak için mi? Hayatı yaşamak sınırlı sayıda kişilere mi bahşedildi bize ne düşüyor?  Çok mu karamsar oldu yoksa daha uzun bir süreç bu hayat fazla detaylara takılmamalı mı :) düşünüp bulmamız gereken bu gibi...

herkese iyi pazartesileri, iyi haftalar :)

Friday, February 10, 2012

Eşsiz kar tanesi kristalleri

Sabah uyandım, yataktan çıkarken hafif bir ürperti ile perdeyi araladım ve beklenen manzara karşımdaydı.
Karlarla kaplanmış yollar, bahçeler ve dimdik bir yokuş…Servisin beni alacağı saat uzayacak gibiydi ama gene de zamanında aşağı indim…Kara ayak basan ilk kişiydim…Ara sokaktan alamayınca beni biraz daha yürüyüp servisi beklemem gerekti…
Sokak lambasının altına geçtim ve karın yağışını, tanelerin salına salına düşüşlerini izlemeye koyuldum…Bir süre sonra dayanamayıp kırmızı eldivenli elimi yukarı kaldırdım ve kar tanelerinin avucuma düşmesini izledim… Her bir tane o kadar büyüleyiciydi ki sanki bana sürpriz yapıyorlardı…Her biri birbirinden farklı ve narin…Dayanamadım ve fotoğraflarını çekmeye başladım kii servis şoförümüz aradı ve beni en yakın alacağı yeri tarif etti ki ki yaklaşık 300 metre uzağımdaydı…Kar taneleriyle bir anda dinginleşen ellerimi cebime atarak servis yoluna koyuldum. İşte çektiklerimden sadece bir tanesi net çıkan fotoğraf ; 

Yaptığım ufan bir araştırmada kar kristallerinin hepsinin eşsiz olduğu vurgulanmakta...
Tıpkı biz insanlar gibi, değil mi?
Yaptığım çekim duygularımı pek yansıtamadığından kar tanesi kristallerini daha detaylı görebilirsiniz...
Ayrıca beni büyülediği gibi zamanında bir kişiyi de etkisi altına almış...

Thursday, February 9, 2012

Dukan Diyeti Kitabı

2012'ye hedeflerle girmiştim...100 kitap hedefim ve beni rahatsız eden fazladan 7 kg vardı..."şimdi bu kitaba başlamanın zamanıdır" dedim ve 2012 yılının ilk kitabı olarak "Dukan diyeti - 5 milyon Fransız yanılıyor olamaz "'ı seçtim kendime...




Kitabı okumadan önce aynada kendinize bakmanızı ve gözlerinizde gerçekten kilo verme isteğini görmenizi, bunu hissetmenizi kesinlikle öneririm. Bende, aldığım kiloları, "alırsam alayım; yemekten keyif alıyorum,gurmeyim :)" zihniyetinde olmama borçluydum nihayetinde...
Yani içinizden kilo vermek gelmiyorsa henüz aklınıza koymadıysanız sonuç başarılı olmayabilir. Diyete başlamak disiplin gerektiren bir program sonuçta...
Kitap, genel olarak kişiyi motive edici ve aç kalmak gibi bir vurgulama içermiyor belirli bir altyapıyla - sağlık durumunuz uygunsa (kolestrol- kan tahlili yaptırmanızı öneririm)-uygulamaya geçilebilecek bir program...
İlk aşama kaç kilo vermek istediğinize karar vermek ve sonra Dukan'ın resmi sitesinde sağ köşede belirtilen "doğru kilonu hesapla" kısmına girerek kontrol etmek.
 Dukan diyeti temelde 4 aşamadan oluşuyor; atak; seyir; güçlendirme ve koruma.

 Diyet genel olarak protein ağırlıklı olup light süt-süt ürünleri ve etle (ilk iki aşamada kuzu eti yasak) arası iyi olanlar için kolay geçecektir.
Her evrede tüketilmesi zorunlu olan yulaf kepeği ve günde yaklaşık 2 lt. su diyetin temeli.
Günde ortalama 25 dk yürüyüş
4 Periyodu kısaca özetlediğimizde;
atak; 1-10 gün arasında değişip o günlerde sadece protein ağırlıklı besleniyorsunuz, yağ, şeker, un- unlu mamüller yasak
seyir; protein + 28 adet izin verilen sebzelerle tavsiye edilen 1 gün sadece protein ürünleri, diğer günse protein +sebze tüketerek hedeflenen kiloya ulaşana kadar bu şekilde beslenmeye devam ediyoruz. (şu an bu aşamadayım)
güçlendirme;bu evre verilen her kilo için 10 gün süreyi kapsıyor ; verilen 7 kg için 7x10=70 gün sürüyor. Bu evrede önceki evrelerde izin verilen gıdaları sebze+protein ayrımı yapmadan tüketiyoruz ilave olarak da 2 dilim tam tahıllı ekmek, haftada iki ögün nişastalı gıda yiyebiliyoruz, sadece perşembe günleri atak günü uygulaması yapıyoruz. ilk 35 günde haftada 1 ögün ödül yemeği, ikinci 35 gün içinse haftada 2 öğün ödül yemeği yiyoruz. Amaç burda verdiğimiz kiloları geri almak isteyen metabolizmayı sabitlemek...
koruma; 70 günün ardından istediğiniz herşeyi yemeye geri dönüyorsunuz. her perşembe atak günü yapıyorsunuz. Mevcut kiloyu korumak için her gün 3 kaşık yulaf kepeği +2 lt. su ve minimum 25 dk yürüyüşe devam...
Dukan dietinin belirttiği 4 aşamayı kısaca açıklayan bölüm sonu özetleri, uygulamada tekrar tekrar okunacak kısımlar.
Kitabı okumanızı, sağlık kontrollerini yaptırdıktan sonra sonuçlar uygunsa kolaylıkla uygulamaya geçebileceğinizi söyleyebilirim.
 Not: Kitabı, uygulama esnasında, birçok kez inceledim ve inceliyorum da; takıldığınız bir şey olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım ve 9 Ocakta başladığım diyette (diyete pazartesileri başlanır ne de olsa) bugün itibariye 5,5 kg verdim :)

Hoşgeldiniz /Wellcome/ Bienvenue

Nasıl bir giriş yapacağımı düşünüyorum da....Yüksek kimya mühendisiyim,çalışıyorum, toplumu gözlemliyorum, basın yayın organlarını takip ediyorum, geziyorum, görüyorum, yorumluyorum, sorguluyorum, kendimi oyalıyorum, kendimi zorlamayı seviyorum, kitap okumayı seviyorum, bu aralar fransızca öğreniyorum, yeşil rengini sadece doğada seviyorum, bazen kalabalık bazen de yalnızlığı seviyorum..ikisini de istediğim anlarda yaşayamıyorum...

Paylaşımı önemsiyorum...